Önceki yazılarımda bilgisayar işlem gücünü ölçmenin oldukça karmaşık olduğundan bahsetmiştim. Öyle
ki, ilk bilgisayarlar işlem gücü yerine, içerdiği vakumlu lamba sayısı ile
anılırdı. Bu da bilgisayarın kapladığı alanı belirliyordu. Örneğin 1946 yılında
geliştirilen ENIAC I adlı bilgisayar 167 metrekare iken, 1948 yılında
geliştirilen IBM SSEC, 93 metrekare büyüklüğünde idi. Böylesine büyük yapıların içinde canlı varlıkların yaşaması da aslında doğal karşılanmalı.
9 Aralık 1906 yılında New York
şehrinde dünyaya gelen Grace Murray Hopper, Yale Üniversitesi’nde Matematik ve
Fizik eğitimleri aldıktan sonra akademik olarak iyi bir kariyere ulaştı. Hemen
ardından da Amerikan Donanması’na katılarak ilk bilgisayarlar üzerinde
çalışmalar yapmaya başladı. COBOL programlama dilinin geliştirilmesine ön ayak
oldu ve ilk derleyicilerin de geliştirilmesinde aktif rol aldı.
9 Eylül 1947 günü, Amerika
Birleşik Devletleri’nde bulunan Harvard Üniversitesi’ndeki bir bilgisayarda Hopper
ve ekibi testler yaparken programın işleyişinde hatalar tespit ettiler. Hatanın
nedeni araştırılmaya başlandığında saat sabah 08:00 idi. Saatler 15:45’i
gösterirken sonunda hatanın nedeni bulundu. 70 numaralı rölenin F panelinde sıkışmış
olan bir güve bilgisayarın yanlış sonuç üretmesine neden oluyordu. Güve
yerinden çıkarılarak bilgisayar böceklerden arındırılmış oldu. Yapılan işlemin
günlüğü ve çıkarılan böceğin fotoğrafı halen donanma web sitesinde http://www.history.navy.mil/photos/images/h96000/h96566k.jpg adresinde sergilenir.
Grace Hopper bu olaydan sonra bilgisayar programlarında oluşan hataları
böcek anlamına gelen "bug" sözcüğü ile ifade etti. Hataların
düzeltilmesi işlemini ise böcekten arındırma anlamına gelen "debug"
olarak adlandırdı. Günümüz bilgisayarları bir böceğin yaşaması için çok uygun
olmasa da, dünyadaki tüm bilgisayar uzmanları bug ve debug terimlerini
kullanmaya devam ediyorlar.