19 Ocak 2014 Pazar

Sevdiğim Şarkılar

Lise ve üniversite dönemimde iyi bir walk-man sahibi olabilmek neredeyse statü simgesi idi. Sevdiğim şarkıların bir listesini hazırlar, sonra da mahallenin tek müzik dükkanına götürüp boş bir kasete kaydettirirdim. Müzik dükkanı dediğim, hem müzik enstrümanı hem de plak ve kaset satan bir yerdi. Bugün MP3 çalarda veya bilgisayarda birkaç dakika içinde hazırladığımız çalma listeleri için günlerce bekler, harçlığımızı aşan paralar öderdik.

Eski günleri hatırlamışken, biraz daha eskiye gitmek istiyorum. 1789 yılını hatırlarsınız, yani tarih kitaplarından hatırlarsınız, Fransız Devrimi’nin olduğu yıl. Yetim olarak büyüyen, yatılı okulda okuyup subay olmak isteyen, ama türlü zorluklarla karşılaşınca vazgeçip matematik öğretmeni olan birinden bahsedeceğim. Bu kişinin adı Jean-Baptiste Joseph Fourier. Titizliği ve mükemmeliyetçiliği ile bilinen Fourier, eminim askerlik mesleğinde ilerleseydi yine adını biliyor olacaktık. Fakat iyi ki matematik alanında çalışmış.

O yıllarda Fourier şöyle demişti: "Doğadaki tüm periyodik fonksiyonlar, birbirine dik iki farklı periyodik fonksiyonun artan frekanslardaki değerlerinin dik toplamı şeklinde gösterilebilir". Yani başka bir ifade ile:
Bu deyişi ile kendinden yeterince nefret ettiren ve okulda öğrencilerin: "Peki ama tüm bunları nerede kullanacağız ki?" dedirten Fourier’i başkaları da izlemiş ve olayı daha ileriye götürmüşler. Yukarıdaki özdeyişi başlangıç noktası olarak alan Calude Elwood Shannon da 1950’li yıllarda şunu demiştir: "Sonsuz tüm seriler mükemmel bir örnekleme ve interpolasyon kullanılarak, belirli bir sapma kabulü ile sonlu hale getirilebilir". Bunun da tercümesi şudur:
Aslında yukarıdaki özdeyişlerin çok basit bir anlamı vardı: doğadaki her şey sayısallaştırılabilir. Bu durum, ses için de geçerlidir ve sesin sayısallaşmış halinin sonucu olarak elimizde MP3 biçiminde kodlanmış şarkılar bulunuyor. Fourier’in serileri ve Shannon’un açılım teoremini nerede ve nasıl kullanacağını bilen diğer bilim insanları MP3, MP4, MPEG ve benzeri diğer biçimleri geliştirmişlerdir.

Bu arada bir detayı belirtmeden geçemeyeceğim: Fourier, ünlü serilerini geliştirmeden önce Napolyon tarafından Mısır’a götürülmüş ve eski Mısır Uygarlığı ile ilgili araştırmalar yapması istenmişti. İyi bir komplo teorisi ile MP3’ün temellerinin eski Mısır Uygarlığı’na dayandığını bile söyleyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder