Lise ve
üniversite dönemimde iyi bir walk-man sahibi olabilmek neredeyse statü simgesi
idi. Sevdiğim şarkıların bir listesini hazırlar, sonra da mahallenin tek müzik
dükkanına götürüp boş bir kasete kaydettirirdim. Müzik dükkanı dediğim, hem müzik
enstrümanı hem de plak ve kaset satan bir yerdi. Bugün MP3 çalarda veya bilgisayarda birkaç
dakika içinde hazırladığımız çalma listeleri için günlerce bekler, harçlığımızı
aşan paralar öderdik.
Eski günleri
hatırlamışken, biraz daha eskiye gitmek istiyorum. 1789 yılını hatırlarsınız,
yani tarih kitaplarından hatırlarsınız, Fransız Devrimi’nin olduğu yıl. Yetim
olarak büyüyen, yatılı okulda okuyup subay olmak isteyen, ama türlü zorluklarla
karşılaşınca vazgeçip matematik öğretmeni olan birinden bahsedeceğim. Bu
kişinin adı Jean-Baptiste Joseph Fourier. Titizliği ve mükemmeliyetçiliği ile
bilinen Fourier, eminim askerlik mesleğinde ilerleseydi yine adını biliyor
olacaktık. Fakat iyi ki matematik alanında çalışmış.
O yıllarda Fourier şöyle
demişti: "Doğadaki tüm periyodik fonksiyonlar, birbirine dik iki farklı periyodik
fonksiyonun artan frekanslardaki değerlerinin dik toplamı şeklinde
gösterilebilir". Yani başka bir ifade ile:
Bu deyişi ile
kendinden yeterince nefret ettiren ve okulda öğrencilerin: "Peki ama tüm
bunları nerede kullanacağız ki?" dedirten Fourier’i başkaları da izlemiş
ve olayı daha ileriye götürmüşler. Yukarıdaki özdeyişi başlangıç noktası olarak
alan Calude Elwood Shannon da 1950’li yıllarda şunu demiştir: "Sonsuz tüm
seriler mükemmel bir örnekleme ve interpolasyon kullanılarak, belirli bir sapma
kabulü ile sonlu hale getirilebilir". Bunun da tercümesi şudur:
Aslında
yukarıdaki özdeyişlerin çok basit bir anlamı vardı: doğadaki her şey sayısallaştırılabilir.
Bu durum, ses için de geçerlidir ve sesin sayısallaşmış halinin sonucu olarak
elimizde MP3 biçiminde kodlanmış şarkılar bulunuyor. Fourier’in serileri ve
Shannon’un açılım teoremini nerede ve nasıl kullanacağını bilen diğer bilim insanları
MP3, MP4, MPEG ve benzeri diğer biçimleri geliştirmişlerdir.
Bu arada bir detayı
belirtmeden geçemeyeceğim: Fourier, ünlü serilerini geliştirmeden önce Napolyon
tarafından Mısır’a götürülmüş ve eski Mısır Uygarlığı ile ilgili araştırmalar
yapması istenmişti. İyi bir komplo teorisi ile MP3’ün temellerinin eski Mısır Uygarlığı’na
dayandığını bile söyleyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder